Kapat
L İ N A     T I P
M E R K E Z İ
344 54 62

Özel Lina Tıp Merkezi

  • Konuma Git
  • Hafta içi 9:00 ile 18:00 Hafta Sonu 09:00 ile 14:00

Ankilozan Spondilit

Ankilozan Spondilit

Ankilozan Spondilit

Ankilozan Spondilit nedir ?
Ankilozan Spondilit (AS) özellikle omurga tutulumu ile seyreden kronik, ilerleyici ve hastalık aktivitesi ilaçlar ile kontrol altına alınmadığında sakatlık gelişimi ile sonuçlanabilen bir romatizmal hastalıktır. Omurganın hareketini sağlayan eklem ve bağlarda gelişen iltihap sonucunda, omurga hareketlerini yitirecek şekilde birbirleri ile kaynaşabilir. Omurga dışında kalça, diz ve ayak eklemlerinde de iltihaplanma görülebileceği gibi az sayıda hastada çeşitli iç organ bulguları gözlenebilir. AS tedavisinde hastanın hastalığı konusunda bilgi sahibi olması gelişebilecek deformiteleri yavaşlatmada faydalı olabilir.

AS’de ağrı hareketle azalır, hatta yok olabilir; uzun süre oturmakla, istirahatle artar. Hastalar sabahları yataktan kalktıklarında daha çok ağrılıdır ve özellikle omurga hareketleri kısıtlıdır; ancak günün ilerleyen saatlerinde ağrı ve kısıtlılık azalmaktadır. Hastalar gece ağrıları nedeniyle uykudan uyanırlar. AS’de ilk belirtiler bel, kalça ve topuk ağrısı olabilir. Hastalık gerektiği gibi tedavi edilmezse ileri dönemlerde omurga deformiteleri, kamburluk ve hareket kısıtlığı ortaya çıkar.

Genetik yatkınlık AS’nin bilinen özelliklerindendir.HLA B27 pozitif AS’li babanın HLA-B27 pozitif olan çocuğunda AS gelişme riski %25 dir.

Ankilozan spondilit kimlerde görülür?
AS erkeklerde kadınlardan 2-3 kat daha sık görülür ve genellikle erken yaşlarda (16-35yaş) başlar. Görülme sıklığı genellikle % 0.1-1.4 arasında değişir. Türkiye’deki sıklık oranı kesin olarak bilinmemekle birlikte ortalama % 0.5 sıklıkta olduğunu düşünürsek ülkemizde yaklaşık 300-350 bin AS’li olduğunu söyleyebiliriz.

Ankilozan spondilitin nedeni nedir?
AS’in nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Hastalığın nedenleri arasında genetik faktörlerin önemli bir yeri vardır. Genetik nedenler dışında başta enfeksiyöz ajanlar olmak üzere çeşitli çevresel faktörlerin de hastalığın gelişimine katkısının olduğu düşünülmektedir.

 

Ankilozan spondilitin tanısı nasıl konur?

Bel bölgesinde 3 aydan uzun süren, beraberinde sabah tutukluğunun eşlik ettiği durumlarda AS akla gelmelidir. Bel ağrısı özellikle istirahat döneminde belirgindir ve gün içerisinde hareketle azalır. Çoğu hastada topuklarda ağrı ve sert yüzeye basma esnasında ağrı ve yürüme zorluğu gibi yakınmalar olabilir. Laboratuvar testlerinde hastalık aktivite göstergesi olarak sedimentasyon hızı ve C-reaktif protein yüksek olabilir. HLA-B27 (+) saptanabilir. Omurga ve leğen kemiğinin röntgen filmlerinin çekilmesi tanıda yardımcıdır. Ancak hastalığın erken dönemlerinde röntgen filmi tamamen normal olabilmektedir. AS açısından yüksek klinik şüphesi bulunan hastalarda erken dönem görüntülemede MRG tetkiki inflamasyonu göstermesi açısından daha değerlidir. Klinik ve radyolojik bulguların birlikteliği AS için tanı koydurucudur

Ankilozan Spondilit Nasıl Tedavi Edilir?
Erken tanı ve tedavi, hastalığın progresyonunu yavaşlatır ve hareket kısıtlılığına bağlı sakatlığın önlenmesinde oldukça önemlidir. Ancak hastalığın tamamen iyileşmesi mümkün değildir. Hastalığın tedavisinde hedef, hastalık aktivitesini azaltmak ya da remisyonu sağlamaktır. Hastalık aktivitesini baskılamak için iltihap giderici romatizmal ilaçlar kullanılmaktadır. Düzenli egzersizler mutlaka yapılmalıdır. Özelikle su içi egzersizler ve yüzme önerilmektedir. Egzersiz programının ana amacı, devam eden iltihabın önlenmesinden çok, hareket kısıtlılığının ve vücut duruş bozukluklarının engellenebilmesidir. Son tedavi yöntemlerinden olan ve ülkemizde de uygulanmaya başlanan anti TNF alfa tedavisi (biyolojik ajan tedavisi) hastalığın ilerlemesinin durdurulmasında en etkin tedavidir. Sigara içenlerde hastalık aktivitesi hızlı seyrettiğinden, sigara bırakılması önemlidir.

Hastalık izlem ve takibi nasıl yapılmalıdır?
Hastalığın sürekli olduğu unutulmamalı ve tedavinin etkinliği düzenli kontrollerle izlenmelidir. Uzun süre izlemsiz kalan hastalarda deformiteler daha hızlı ortaya çıkar. Bu nedenle erken tanı ve tedavi ne kadar önemliyse, takiplerin düzenli olarak yapılması da o kadar önemlidir. Doktorunuz sizi düzenli aralıklarla kontrollere çağırır, hastalık aktiviteniz değerlendirilir. Yapılan değerlendirmler neticesinde tedavinizde ilaç ekleme ve çıkarmalarının yapılması gerekebilmektedir. Hem hastalık aktiviteniz kontrol altında tutulmaya çalışılır, hem de ilaçların yan etkisinin olup olmadığı değerlendirilir. AS kronik bir hastalık olduğundan tedavi ömür boyu sürer ve düzenli takip gerektirir.
 
 

Kendiniz için en iyi fizyoterapiyi seçin